T.C. YARGITAY 12. HUKUK
DAİRESİ
Esas: 2010/22335 Karar: 2011/5578 Tarih: 05/04/2011
İHTİYATİ TEDBİR KARARI İCRA SATIŞINA ENGEL OLUP OLMADIĞI ( İhtiyati Haciz Tedbir Kararları Sadece Malikin Taşınmazı Üçüncü Kişilere Rızai Devrini ve Tasarruflarını Engellediği - Yoksa Üçüncü Kişilere Cebri İcra Yolu İle Satışını Engellemediği/Diğer Fesih Sebepleri İncelenerek Karar Verilmesi Gerektiği )
(İhtiyati Haciz Tedbir Kararları Sadece Malikin Taşınmazı Üçüncü Kişilere Rızai Devrini ve Tasarruflarını Engellediği, Üçüncü Kişilere Cebri İcra Yolu İle Satışını Engellemediği, Diğer Fesih Sebepleri İncelenerek Karar Verilmesi Gerektiği)
(Tedbir Verilen Davaların Tamamının Taşınmazın Aynından Kaynaklanan Davalar Olduğu ve Tedbirin de Kaldırıldığının Bildirilmediği Gerekçesiyle Davanın Kabulü İle İhalenin Feshine Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )
İLGİLİ KANUN MADDELERİ: 2004/madde 366, 1086/madde 101
ÖZET : İcra müdürü bu son mahkeme yazıları doğrultusunda ihtiyati tedbir kararının satışa engel olmayacağını düşünerek ihaleyi yapmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere ihtiyati tedbir kararlarında cebri icrayolu ile satışın önleneceğine dair bir ibare bulunmadığı gibi, dosyaların görevsizlikle geldiği tüketici mahkemeleri de ihtiyati tedbir kararının cebri icra yolu ile satışı önlemeyeceği yorumunda bulunmuşlardır.
Dairemizin süregelen içtihatlarına göre tedbir kararları, sadece malikin taşınmazı üçüncü kişilere rızai devrini ve tasarruflarını engeller. Yoksa üçüncü kişilere cebri icra yolu ile satışını engellemez. O halde mahkemece ileri sürülen diğer fesih sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tedbir verilen davaların tamamının taşınmazın aynından kaynaklanan davalar olduğu ve tedbirin de kaldırıldığının bildirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına H.U.M.K.'nun 438. ve İ.İ.K.'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2-) Şikayetçi hissedarlar vekili, diğer şikayetleri ile birlikte ihalesi yapılan taşınmaza ilişkin olarak mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararı olduğundan bahisle 24.9.2007 tarihli ihalenin feshini talep etmiştir. Somut olayda şikayetçiler tarafından tamamen satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptal ve tescil davaları açılmıştır.
Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 2005/955 esas numara ile açılan davada, tapu kayıtlarına tedbir şerhi işlenmesi için müzekkere yazılmasına, dosya kapsamı karşısında bu aşamada icra takibi işleminin durdurulması talebinin reddine 13.6.2005 tarihinde karar verilmiştir. Aynı yöndeki ihtiyati tedbir kararı 13.6.2005 tarihinde Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/956 esas sayılı dosyasından da konulmuştur. Yine Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/308 esas sayılı tapu iptal tescil davasında, 30.6.2005 tarihinde borçlunun tapu kaydındaki hissesi üzerine %15 teminat ile ihtiyati tedbir konulmasına, Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü'nün 2004/3036 talimat sayılı dosyası ile yürütülen satışın durdurulması talebinin ise mahkemenin yetki ve görevinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Her üç mahkemeden verilen ihtiyati tedbir kararları 5.7.2005 tarihinde tapuya şerh edilmiştir.
Daha sonra icra müdürlüğünce sorulması üzerine, Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/955 esas sayılı dosyasından verilen 2.4.2007 tarihli mahkeme cevabında, davanın taşınmazdaki hissenin aynına yönelik olması nedeniyle, cebri icra satışlarının da ihtiyati tedbir konusu olduğu belirtilmiştir. Benzer şekilde aynı mahkemenin 2005/956 esas ve 12.4.2007 tarihli cevabında da cebri icra satışlarının ihtiyati tedbir konusu olduğundan bahsedilmektedir. Bu mahkemeden dosyanın görevsizlikle geldiği İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi'nin 2007/373 esas sayılı dosyasından verilen 2.7.2007 tarihli cevabi yazıda ise H.U.M.K.'nun 101 vd, gereğince konulmuş bulunan tedbirin halen devam ettiği, tedbirin icra yoluyla satışa engel olup olmayacağının icra müdürlüğünün takdirinde olduğu belirtilmiştir. Aynı şekilde Küçükçekmece 2. Sulh Mahkemesi'nin 2005/955 esas sayılı dosyasının görevsizlik kararı ile geldiği İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2007/396 esas sayılı dosyasından 29.6.2007 tarihinde verilen cevapta; "... 13.6.2005 tarihinde verilen tedbir kararı ile icra takibinin durdurulması talebinin reddine karar verildiğinden, yürürlükte olan bu tedbir kararının takip işlemlerini engelleyici bir niteliği yoktur." denilmektedir. İcra müdürü de bu son mahkeme yazıları doğrultusunda ihtiyati tedbir kararının satışa engel olmayacağını düşünerek ihaleyi yapmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere ihtiyati tedbir kararlarında cebri icra yolu ile satışın önleneceğine dair bir ibare bulunmadığı gibi, dosyaların görevsizlikle geldiği tüketici mahkemeleri de ihtiyati tedbir kararının cebri icra yolu ile satışı önlemeyeceği yorumunda bulunmuşlardır.
Dairemizin süregelen içtihatlarına göre tedbir kararları, sadece malikin taşınmazı üçüncü kişilere rızai devrini ve tasarruflarını engeller. Yoksa üçüncü kişilere cebri icra yolu ile satışını engellemez. O halde mahkemece ileri sürülen diğer fesih sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tedbir verilen davaların tamamının taşınmazın aynından kaynaklanan davalar olduğu ve tedbirin de kaldırıldığının bildirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : İhale alıcısı ve alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerleİcra İflas Kanunu 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 5.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder