17 Kasım 2012 Cumartesi
16 Kasım 2012 Cuma
ASILA MÜRACAAT KEFİLLİK TÜKETİCİ KREDİSİ
12. Hukuk Dairesi 2009/8090 E., 2009/15409 K.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı bankanın tüketici kredi sözleşmesine dayanarak asıl borçlu ile birlikte kredi sözleşmesinin kefili olan muteriz borçlu İ hakkında genel haciz yoluyla takip başlattığı görülmüştür.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10.maddesinin 3.fıkrası "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" düzenlemesini getirmiştir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re'sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece, alacaklının borçlu kefil İ hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine bu hususun gözardı edilerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı bankanın tüketici kredi sözleşmesine dayanarak asıl borçlu ile birlikte kredi sözleşmesinin kefili olan muteriz borçlu İ hakkında genel haciz yoluyla takip başlattığı görülmüştür.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10.maddesinin 3.fıkrası "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" düzenlemesini getirmiştir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re'sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece, alacaklının borçlu kefil İ hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine bu hususun gözardı edilerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2004/22041 Karar: 2004/27422 Karar Tarihi: 30.12.2004 ÖZET : Savcılık tarafından, aracın sicil kaydına ...
-
17. Hukuk Dairesi 2011/12788 E. , 2012/4874 K. TASARRUFUN İPTALI DAVASI KESIN VEYA GEÇICI ACIZ BELGESI EKSIK ARAŞTIRMA ...
-
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/19-1658 K. 2017/1464 T. 29.11.2017 DAVA : Taraflar arasındaki “sözleşmenin uyarla...
-
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2012/12-1072 K. 2013/496 T. 10.4.2013 • YABANCI PARA BORCUNUN TAHSİLİNE İLİŞKİN TAKİP ( Alacaklını...
-
Yargıtay 19 Hukuk Dairesi, 1994/8616 Esas, 1994/11225 Karar İçtihat Özeti Mahcuz malın ipotekli bulunduğ...
-
Esas No ...
-
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2012/4007 K. 2012/20704 T. 14.06.2012 DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mah...
-
T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2009/8068 K. 2009/7497 T. 12.11.2009 DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapı...