T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
ESAS NO: 2013/16226 KARAR NO: 2014/12206
Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak
verilen hükmün davalı banka vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine
ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan Yapı Kredi
Bankası AŞ. vek. Av. Deniz Koçyıldız gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş
olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü
açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan
sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, fiil
ehliyetinin yokluğu iddiasına dayalı ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davalı
YKB vekili, ipoteğin davacının kıslanmasından önce tesis edildiğini, davacının
ve eşini dava dışı Akdeniz Mobilya Ltd. Şti.'yle imzalanmış Genel Kredi
Sözleşmesinin kefilleri olduğunu, davacının aynı zamanda şirket müdürü ve
ortağı olarak pek çok resmi işlem yaptığını, borçların ödenmemesi üzerine
hesaplar kat edilince kötüniyetli olarak kısıtlılık kararı alındığını
belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporuna
göre davacının akit tarihi olan 14.06.2006 tarihinde tasarruf ehliyetinin
bulunmadığının tespit edildiği, böylelikle ipotekten sorumlu tutulamayacağı,
aktin mutlak butlanla sakat olduğu, dolayısıyla icra takibinden de sorumlu
bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı YKB
vekili temyiz etmiştir. 1-Uyuşmazlık, paranoid tip şizofreni rahatsızlığı
nedeniyle 27.11.2007 tarihinde hakkında kısıtlama kararı verildiği anlaşılan
davacının, davalı banka lehine tesis ettiği 14.6.2006 tarihli ipotekten sorumlu
olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kural olarak tam ehliyetsiz kişilerin
hukuki işlemleri hükümsüzdür (TMK m.15). Ancak bu kuralın istisnaları vardır.
Bunlardan biri TMK.nun 2.maddesinde de öngörülen dürüstlük kuralıdır. Buna
göre, “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük
kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk
düzeni korumaz”. TMK.nun 15.maddesinde hükme bağlanan kuralın istisnalarından
biri de, B.K.nun 54.maddesi hükmüdür. B.K.nun 98/2.maddesi yollamasıyla
sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanması mümkün olan B.K.nun 54/1.maddesi
uyarınca hakkaniyet elverdiği takdirde tam ehliyetsiz olan kişi diğer tarafın
batıl hukuki işlemin hüküm ifade ettiğine güveni nedeniyle oluşan zararından
sorumludur. TMK.nun 452/2.maddesinde ise, “vesayet altındaki kişinin fiil
ehliyetine haiz olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış olması halinde onun bu
yüzden uğradığı zarardan sorumlu olacağı öngörülmüştür. Buna göre kendisini
ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı
zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağının kabulü
gerekir. Kanun, tam ehliyetsizlerin yaptıkları hukuki işlemleri batıl sayarken
bu gibi kimseleri korumak, kendi menfaatlerine aykırı işlemleri yaparak
3.kişilerce sömürülmelerine engel olmak amacını gütmüştür. Bu tehlikenin
ortadan kalktığı normal zekalı bir insanla eşdeğer tarzda hareket ettiği
durumlarda, hukuki muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürmek hakkın kötüye
kullanılması niteliğinde olacağından kanun bunu himaye etmez. 09.03.1955 gün
22/2.Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi,
mümeyyiz olmayan kimse temyiz kudretini haiz olsa idi aynı surette hareket
edecek, yani normal zekalı bir insan dahi aynı tarzda muamelede bulunabilecek
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak
imzalanmıştır.
idiyse ehliyetsiz olduğundan bahisle muamelenin hükümsüzlüğünü ileri
sürememelidir. ../.. -2- ESAS NO: 2013/16226
KARAR NO: 2014/12206 Somut olayda, davalı ülkemizde tam ehliyetli
kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulamadıkları şekilde bankadan
yetkilisi olduğu şirket adına krediden yararlanmış, diğer kredilerin yanı sıra
yetkilisi ve ortağı olduğu şirket adına taşıt kredisi ile Mercedes –Benz Arazi
Taşıtı-Jeep almış,bu suretle bir menfaat elde etmiştir. Davalı bankanın ödeme
talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davacının, borcun ifası
istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınması hakkın kötüye
kullanılmasının tipik bir örneğidir. Öte yandan, B.K.nun 61-66.maddelerinde
düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kısıtlı kişinin karşı tarafın
aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme
oranında sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Zira, sebepsiz zenginleşmenin iade
borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmak sonuca etkili
değildir. Bu durumda mahkemece yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak bir
karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm
kurulması doğru değildir. 2-Öte yandan mahkeme kararının gerekçesinde dayandığı
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü İhtisas Dairesinin 30.1.2013 tarihli
raporunun özellikle sonuç kısmında uyuşmazlık konusunu oluşturan ipotek
sözleşmesinin 14.6.2006 olması ve bu tarih itibarıyla fiil ehliyetinin bulunup
bulunmadığının tartışılması ve değerlendirilmesi gerekirken, 30.6.2010
tarihinde ve sonrasında yapılan gözlemler esas alınarak kanaat bildirilmesi
isabetli değildir. 14.6.2006 tarih ve öncesindeki işlem ve davranışları ile bu
konudaki tıbbi belgelerin de üzerinde durulması, kısıtlama kararının 27.11.2007
tarihli olduğu hususları birlikte değerlendirilmeli, en azından fiil
ehliyetinin 14.6.2006 tarihi itibarıyla bulunup bulunmadığı konusundaki şüphe
ve tereddütler giderilerek denetime elverişli ve ayrıntılı rapor alınmalıdır.
Bu haliyle Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü İhtisas Dairesinin 30.1.2013
tarihli raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından, Adli Tıp Genel Kurulundan
da rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek uygun sonuç
çerçevesinde bir karar verilmelidir. SONUÇ :Yukarıda
açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır
bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin
davacıdan alınarak davalı Yapı ve Kredi Bankasına verilmesine, peşin harcın
istek halinde iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Vekili
Üye Üye
Üye Üye Şükrü
Saraç
A.Selim
U.Sayın
A.Karagülmez A.H.Güler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder